11 Ocak 2007

prestij

uzun süre eve tıkılı kaldıktan sonra nihayet dışarı çıkma imkanı buldum ve deli gibi ondan da yiyeceğim bunu da yapacağım şunuda edeceğim tarzı sosyal hayata saldırdım.neyse baya düşündükten sonra kardeşimin de tavsiyesiyle prstije gittik. gitmeyi düşünen varsa ve ilüzyonisti izlemediyse gönül rahatlığıyla tavsiye ederim lakin ilüzyonisti izlediyseniz yanına bile yaklaşmayın sıkıntı dolu bir ilk yarı geçirirsiniz. film ise ilk uygulandığında çekici gelen ancak artık her filmde kullanıldığı için artık bunaltı getiren ''abi şimdi sahneleri çekiyoruz nasıl çektiysek montaja o sırayla veriyoruz böylece düzenizlik içinde düzen yaratmış imajı verip maliyeti yarıya indiriyoruz canım abicim ' mantığıyla çekilmiş.hiç unutmam bir arkadaşım ''insanlar anlamadığı filme mecbur güzel dicek' demişti bir nevi kralın giydiğini akıllılar görür durumu.nitekim fight club bir bir numaralı örnektir bakınız herkes hayranıdır (hayran olunacak bir film olmadığından değil lakin hayran kitlesinin daha sınırlı olmasını gerektirecek zeka düzeyi isteyen bir film olduğundan herkes hayranıdır durumu bana saçma gelmektedir)neyse uzatmayalım ben evimde film izleywyim diyorsanız ve seçeneğinizde varsa ilüzyonisti alıp izleyin.yok efendim ben prestijide merak ediyorum diyorsanız önce prestiji sonra ilüzyonisti izleyin böylece edward norton un mükemmelliğiyle baş başa kalırsınız .son olarak benden duymuş olmayın ama kral çıplak...

4 Ocak 2007


bizim evde enteresan ne varsa ya benden kaynaklıdır ya da babamın müşterilerinden geçen sene rus kuzenimin zırlamaları eşliğinde yeni yıl ağacımızı süslemiştik ve o ruyaya dönerken 'aman aman sende kalsın ağlama olm! ne olur ağlama hepsi senin ' serzenişleriyle ağacımzıda göndermiştik.bu yeni yıl bizim için tatsız ve tuzsuz hastalıklı geçti ama minicik kucucuk cici ağacımız babamın müşterilerinden biri tarafından hediye edildi ve işte yıl başına bizim yaklaşımımız.hea bu arada üstündeki süsler canlar yakıyor yahu