bayram tatilimi normal insanlar gibi köyümde geçirirken birden gelen mesajla irkildim: " mert, semihlerde toplanıyoruz" :D o an bütün güzel bayram hatıralarım gözümün önünden geçti :P birkaç dakikalık telefon trafiğinden sonra olaylar artık kontrolümüzden çıkmıştı...
önce sade bir bayramlaşma amacı taşıdığını düşündüğümüz bu toplaşma etkinliği zaman ilerledikçe kutay ve bende garip hisler uyandırmaktaydı :P organizasyonun sadece "tüketim" aşamasında bulunduğumuzu öğrenince vereceğimiz karşılığın ne olduğunu kestiremediğimiz için biraz tedirgindik..

onurun bizden istediği herşeyin önüne "markalı" ibaresini koyması "eyvah, Geyikoloji'nin merkezi Nişantaşı'na mı alındı" diye korktuk... (bu arada onurun istedikleri: markalı sosis, markalı cips ve markalı kola idi:P)) Sabah kutayımla semihlere doğru yol alırken bu "marka" ların üzerimde yarattığı baskı tam bir kapaklanma olmasa da "çanak teması" kıvamında bir dizbağı-çözülmesine sebep oldu :P
ilk anlar
en yakın markete varıp sosis reyonuna geldiğimizde beni dumura uğratan bir cümle geldi kutaydan "abi 5 paket alacakmışız"... önce bunu kuş giribi nedeniyle "danalara dayanma" olarak algıladık. Ama sonra evde bir "kurban merasimi" ortamı yaratılmak için bu kadar sosise ihtiyaç olduğu kanısına vardık. Sonra "markalı" reyonundan kola ve cipsleri temin ettik (tabii bu o kadar kolay olmadı :) 3 kalem ürün için aynı markete 4 kez girip çıktık)... "Abi kolayı semihlerin ordan bi bakkaldan alalım da köpürmesin" cümlesi semihin evinin olduğu bölgede bakkal-çakkal namına hiçbişiy olmadığını farkedince "abi en kısa zamanda buraya bi bakkal açalım" a dönüştü :D
nihayet eve vardık. Bu arada bahçe girişindeki ısıya duyarlı olarak açılan otomatik kapı hakkında yorumu kutayıa bırakıyorum =) Evde korktuğumuzun aksine bir keşmekeşlik bir aymazlık durumu yoktu (nedemekse :Pp) Kısa süre sünra kutayımla ben susam sokağından kalma "birbirine top atıp tutmaca" oyununu oynamaya başladık. Bu oyun içinde bulunduğumuz toplumu öyle peşinden koşturdu ki bir ara günün tüm amacı bu oyunda artistik hareketlker yapma haline geldi :)
yemek vakti

"5 tane sosis" in aslında "5 paket sosis" manasına gelmediğini anladığımız ve sadece 1 paket sosis aldığımız iyi olmuştu. Zira onurcum bu 1 paket sosisi bile yağsız tavada "pişerken kesmekte" zorlanıyordu :Pp yemekte tabbi ki onurun special i vardı. onur bilindiği üzere her toplanmada farklı lezzetleri birbirine katarak yeni şeyler üretir. bu seferkinin adı "amerikan salatası" idi. adı da tadı da daha önce hiç karşılaşmadığımız türdendi :D

yemekten sonra
yemekten sonra az önce hopurdatılan mekan bir anda galeria'nın sinema salonunu aratmayacak konfora sahip olur. önce herkes normal insanlar gibi koltuklarda oturmaktadır. ancak birkaç vakit sonra onur buzdolabinden kırmızı tuborg ları getirir ve birtakım şahıslar zemine yayılma eğilimi gösterir.

dvd olaraktan elimizdeki star wars serisini harcamaya karar verdik. önce 1970yapımı filmdeki dinazorusumsu şeylerin nasıl yapıldığına cevap aradık, sonra aynı figürlerin 35sene sonraki filmde de aynı halde olduklarını görünce yönetmeni baya bi kınadık. tabi yıl 2000 olunca filmdeki karakterler bile yozlaşmışlardı.. türkçe dublaj seçeneğinde izlerken arada ağızlarından ingilizce kelimeler duymak bizi hep güldürdü hem de düşündürdü :P
önce zeynep sonra da ben ayrıldık ortamdan. ancak ben ayrıldıktan sonra tüm herkesin "gönül rahatlığıyla" uyuyuvermesi ucu acık bir konu... :D:P
4 yorum:
onurla semih 2. DVD'nin ortalarında sızdılar ama ben uyumadım semih horlamasına rağmen filmin tamamını izlediğini iddia etti.. bu da benim ve bütün bilim dünyası için bir tecrübe oldu.. semih horulamasına rağmen film izleyebilen canlı olarak literatüre geçti :Pp
semih : abi ben buraları görmüştüm clone değil mi al işte clone :Pp
yaw blogu alem şeyinis yaptnıs. =) yürüyün km tutar mert sana selam eyliyorum. süper aferim byle ol. dank etti dimi neidorum bn nese.
yav o degılde bende gfıtmısım kutayın kucagı cok rahattı
yapma etme onurum :Pp
Yorum Gönder