Arada kalmak kadar rahatsız edici bir şey yok.Fenadır arada kalmak . İnsanlar arasında kalmak, olaylar arasında kalmak, hayatlar arasında kalmak hatta kendi hayatınızın bölümleri arasında kalmak. Açıkçası şu an sonuncusuyla pek bir alakadarım. Kendi hayatımın bölümleri birbiriyle kapışıyor.Bir parça kaç yıldır burdayım gitmiyorum kardeşim derken , diğer parça da daha düşmemiş süt dişin altından çıkan ve haklı yerini isteyen diş gibi üstten iteler. Sen de kalırsın böyle tam ortada piç gibi . İki parçada senindir , iki parçada senin değil..İkiside yakın ,ikiside uzak...
Sıkışmanın ne demek olduğunu şu sıralar anlıyorum.Bir yanım eskiyi bırakamazken bir yanım giden hayatmın arkasından yetişmeye çalışıyor.Böyle olunca bedenin parçalanmaması mucize oluyor,ama akıl sağlığından geriye pek bir şey kalmıyor.Hea dersenizki önceden ne kadar normaldin ki ona birşey diyemem tartışılır.
Yeni insanlarıma ,yeni dolmuşlarıma ,yeni yollarıma,yeni binalarıma alışana kadar tek yapabildiğim cenin pozisyonunda uyumaya çalışmak .O da çok pis şey yahu . İnsan o moda girmesin bir kez, ne kadar yardıma muhtaç varlıklar olduğunu hatırlıyor .'' Kızım dünyaya gelirken neydin ki giderken ne olasın '' düşüncesi beyinlere, dillere dolanıyor ki oda akla zarar ta alır konuyu nerelere götürür oda farklı başlıkların ziyan konusudur.
Nihayetinde orman çocuğu mogli gibim oldum.Ormanda kalmamın imkanı yok,şehre de uyum sağlamak zaman alacak . En iyisi kıvrılıp uyumak yine :/
6 Ekim 2005
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
hayatın makinelere benzeyen belki de tek yanı!
sıkışabilmek...
50liralık dikiş makinesinden 50milyonluk ferrariye kadar hiçbir mekanik yağlamadan uzun ömürlü olamaz. bi şekilde dişlilerin dönmesine yardımcı olacak bişiler gerekir.
"ya ben ne güzel otobüsüme biniyordum nerden çıktı bu dolmuş" diye isyan edene birisine belki dolmuşta çalan hoş bir şarkı, belki duraktaki kızın eteğinin şirinliği moral verir.
ama bunlar süpriz morallerdir. asıl ihtiyacımız olan aynı dişliye damlatılan yağ gibi en önemli zamanda hayatımızdan geçen (aslında daha önceden de birazıyla burda olan) ilk zamanki kadar yoğun olmasa da hep üzerimizde duran dostluklardır.
en bittiği anda insanı umutlandıran en durduğu anda dişliyi yeniden döndüren.. adı, biçimi sıfatı her ne olursa olsun aynı işlev.
belki 2sne sonra o mekine yağı elinde kalmış diye sinir olucaksın, üstüne sürebileceksin! ne güzel :) ihtiyacın olan bişeyin artık eskisi kadar gerekli olmaması! çünkü sana vermesi gerken enerjiyi zamanında vermiştir o!
şimdi dolmuş yolunda sana acil gereken birkaç damla ileride en güzel dişlileri döndürdüğü için unutulmaz. hem ileride herkes kendi yolunda mutlu olacaktır! ama rafta duran makine yağının da, dolapta duran dişlilerin de başkalarına faydaları olmadığı gibi, kendilerine bile faydası yoktur.
7566 parçaya bölündüm birden.. şizofreninin bin türlüsü birden ensemden yapıştı.. noluyoruz lan dedim.. 7566 kişiliğin herbiri birbirine siktirgit dedi bir dakikalığına.. filmlerdeki heriflerin psikoz moduna geçtiği gibi gerçeklikten 2 dakikalığına koptum.. yazının etkisinde transa geçmişim ulen :Pp burası mutlu bir blog değilmiydi niye herkesin şaftı kaymış..
Yorum Gönder