13 Temmuz 2006

.seçilme yaşı 18 e indirilsin

not bu yazı
bu: http://www.25yas.com ve

bu: http://www.radikal.com.tr/veriler/2006/03/05/vekil.gif linklere ithafen bir forumdaki tartışma sırasında yazılmıştır.

**

Gelişmiş ülkelerde milletvekili seçilme yaşlarının kaç olduğunu bilen var mı acaba?
gelişmiş ülke olma süreci şöyledir.. kültüre-bilime yatırım yapılır (rönesans), yöntem bilimselleştirilir (reform), bilimin ürünleri toplanır (sanayi devrimi), bu süreçten geçen insanlar altık insan olarak gelişmiştir.. bu da gelişmiş ülkeyi oluşturmaları için kafidir.
canım halkımız ise halen gelişmiş olmanın ölçütünün ekonomik tıkır tıkır olduğunu zannededursun..
bahsedilen ülkeler seçilme yaşını düşürdükleri için gelişmemişler. gelişmiş oldukları için seçilme yaşını düşürmüşlerdir.

yaşım (19) ve konumum (öğrenci) itibarıyle 18yaş komiklikleri hakkında sanırım birkaç şey söyleyebilirim.. ben geçen yıl istanbul'da herkesin "aaa o okul müthiş bi yer yaw" diye tabir ettikleri bir okuldan mezun oldum. ve malesef okulda bırakın devlet yönetimi için atılgan olabilecek insanları hayatt ile pazarlığa bile girememiş insanlarla doluydu..

şimdi efendim.. meclisin en büyük görevi nedir? yasa yapmak..
güzel. peki yasalar neyle alakalıdır?
toplum, insan, ülke, geçmiş, gelecek, dünya.. vssv..
bunları düşünecek insanın önce hayata bakabilmesi, sorgulayabilmesi gereklidir..
siz "sayısal" bölümü okuyan bir insanın önüne lise son da gıcık bir ders sıfatıyla haftada 1-2 ders felsefe koyup toplum arasında da "fasafiso" sıfatıyla vermeye kalkarsanız buradan yetişen çocuğun "hayatın amacı nedir" sorusuna "hık... mık.." tan öte bir yanıtı olamaz..
ea ya da sözel gruba geçelim (ki bu insanlar normal ülkelerde devlet yönetimine katılan çekirdeği oluştururlar.. bizdeki gibi değil)
bu insanlar da 40-50 sene önce yazılan ders kitaplarını ezberlemekten öteye geçemiyorlar...

(bakınız halen kişinin kendini tanıması derdindeyim devlet yönetimine filan göz ucuyla bile bakamadık..)

bu yukarıda bahsettiğim olay iyi bir devlet okulunda geçiyor..
"kötü" devlet okullarını saymıyorum..
hadi hepsini geçelim.. eğitimi en iyi olan okullardan biri sayılan robert kolej var.. gittim gördüm.. çok değil 40-50 sene önce "kıbrıs barış harekatı" nı yapabilecek çelik gibi bir irade çıkarabilmiş bu okulda "kıvırcık" dediğin zaman hönk diyen öğrenciler çoğunlukta.. latince adı varmış onun fransadan babası getirtiyormuş..
bu tür okullar da amerikan elitinin bir skin şat ı görüntüsünde (bakınız SS diyorum, layer filan yok!)

*- levent abi yukarıda demişti kitap okuyarak öğrenilir diye..
devlet yönetimi dediğimiz şeyin.. devlet in ilk kıvılcımı olan "platon-devlet" i okumuş şu anda lise veya dengi okullarda okuyan insan oranını gösterin %0,05 i geçsin ne isterseniz deyin bana..
bağcılarda oturuyorum.. ki bu ilçe yaklaşık 1 milyon nüfusuyla istanbul un gop tan sonra en kalabalık ilçesidir.. buradan bana niçe nin adını duymuş olan, socrat ın savunmasını okumuş olan 100 18yaşını henüz geçmiş insan getirebilir misiniz?
üzgünüm ama hiç sanmam..

*- fatihler 21inde neler yapmış biz neden yapamayalım hüleeym ?
gidi tepkilere maalesef babadan oğlua geçme dönemi kalktı efenim demekten başka bir sözüm olamaz.. ayrıca fatih sultan gayet azimki çalışkan zeki bir insandı.. ben ne yazıkki gençlerimizde bu sıfatlara hevesi pek değil hiç göremiyorum..

*- lan de get 18 yaşındaki gençlerimiz istese bu dediğin kitapmış bilmemneymiş hepsini okur anlar.. ama onlara şans veremiyoruz, vermiyoruz biz..
o zaman önce şans verin, deyelim ki tamam bu genç evet gerekli eğitimi görmüş, vizyon sahibidir..

ayrıca şu ana kadar yazdıklarımı sadece seçilecekler için değil, seçecek iradelerin kalitesi açısından da sorgulamanızı salık veririm..

*- kendimizi gelişmiş ülkelerle kıyaslamak güzel, vizyon, hedefler açısından önemli bişiy..
bu hoş karşılaştırmanın yanında bir de
yılda ortamala okunan kitap sayısı, ülkenin okuma yazma oranı, yılda gidilen tiyatro sayısı, abone olunan süreli yayın sayısı gibi istatistikleri de yazın da ben kendimi suçlou hissedeyim bir zahmet.. evet, buna ihtiyacım var..
çünkü ben şu anda bu kadar umutlu insanını arasında gençlikte bi bok görmeyen birisi gibi hissediyorum kendimi..?


*-peki bu ülke böyle çöpe mi gidecek?
hayır.. eğitim bir süreçtir. bizim ülkemizde halen başlatılamamış bir süreç.. bu süreci bir şekilde başlatmak ve bir gün seçilme yaşının 18 e indirilmesi için propaganda yapmak için can atıyorum, emin olunuz..

bilgi sahibi olmadan fikir zikretme özgürlüğü evde yalnız başına bırakılan köpeğin istediği yere pisleme özgürlüğü kadar beyhudedir.

bence biz önce o kafaları doldurmanın yollarını aramalıyız.. eğer o kafalar yeterince doluysa zaten zamanı gelince isyan edeceklerdir saçilememe durumuna.. ama biz tepeden gelip (canım milletimin yüzyıllardır yaptığı gibi) onlara bir emir, hak vs vermeyelim..

sevgiyle.

1 yorum:

Pathologic dedi ki...

Okulların gençlerin yetişmesine yaptıkları katkıları? anlatıp bize söyleyecek kelam bırakmamışsın.Peki ya aile ve sokak eğitimi?Bugün gördüğüm kadarıyla çoğu ebeveyn çocuğuna arkadaşının ayağını nasıl kaydıracağının öğütlerini veriyor.Hele bir "vur ulan elini korkak alıştırma" olayı var ki hiç girmeyelim.Daha 7'sindeki çocuk, rakip takımı tuttuğu için başka bir çocuğun gırtlağını sıkacak duruma gelmişse; liseye kadar zaten yontulmayacak taş kıvamına ulaşıyor.Örnek "kötü" devlet okulları.Haliyle böyle bir gençlikten (tabi burada fiziki gençlikten bahsediyoruz zira beynen genç bir insan kalmıyor artık ortada) birbirini kollayıp, destek verecek "gelişmiş" bir toplum oluşturmasını beklemek sadece güzel bir rüya olur.