5 Aralık 2006

yaşamda soluksuz

Yaşamda soluksuz nefessiz kaldım derken bazen nefesini kesenin öz bünyen olduğunu bir anda idrak etmek şok etkisi yaratıyor insan üstüne . Ben öyleyim ben şöyleyim ben böyleyim derken yahu ben öyle de değilmişim ben şöylede değilmişim ya böylede değilmişim deyip kendini etrafta bir koltuğa yerleştirememek aslında tüm dünyayı durduruyor etrafınızda .Nasıl farkına varıldı ... Geçen günlerde derslerimizin birine ŞEhmus hoca bir buket yaprak ile geldi. Her birini teker teker kaldırıp bunlar ne yaprağı dedi 40 kişilki sınıfta iki üç tanesini bilebildik topu topu oda nedir roka cart curt ancak içki sofrasına meze olabilecek şeyler. İşin fenası o yapraklar her zaman göremeyeceğimiz ,seraların en özel yerlerinde yetiştirilen bitkilerin çiçeklerin yaprakları değildi.'' Oha felan oluyorum şu binanaın orta bahçesi yakıyor ortalığı'' diye bahsedilen mimarlık binasının bahçesinden alınmış yapraklardı .

Biz sorularımızı ne zaman kaybetmeye başladık ? Ne zaman vaktimiz b,sorularımızı soramayacak kadar değerli oldu .Uytulyoruz sürekli ninniler dinletiliyor kulalkarımıza annemizin kollarında yumuşacık yataklarda biz dinlenirlken hayatımızı giderek boş ve anlamsız hale dönderiyoruz .Buraya protest geyikler merası diyoruz (with respect to pA)önce geyikologları sonra meryı ele alma zamanı daha iyilerini yapmak için önce elimizdekini düzeltme zamanı

Hiç yorum yok: